2020'de ticari faaliyette bulunmanın doğası, her büyüklükten şirketin dünyayla dijital kanallar aracılığıyla etkileşime girmesini ve nesnelerin interneti, big data (büyük veri) gibi yeni teknolojiler ile birlikte Endüstri 4.0’a da yatırım yapmasını gerektiriyor.
Örnek vermek gerekirse, bugünlerde rekabet gücünü korumak, şirketlerin ekonomik süreçlerden ve müşterilerinden hiç olmadığı kadar daha fazla miktarda veri toplamasını gerektiriyor. Bu bir anlamda dijital dönüşümün de gereksinimi. Endüstri 4.0 döneminde şirketler bu dijital dönüşümlere genelde belirli bir hedef gözeterek girişirler ki bu hedef de giderek yaygınlaşan sürdürülebilirlik arayışıdır.
"Dijital sürdürülebilirlik" ifadesi, bir şirketin akıllı teknoloji yatırımları aracılığıyla daha iyi sürdürülebilirlik seviyelerine ulaşmak adına benimseyebileceği bütüncül bir yaklaşımı ifade eder. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu tür bir çaba, Bilgi Teknolojileri (BT) mimarisi de dahil olmak üzere bir şirket bünyesindeki tüm departmanlar ve süreçler üzerinde bir tesire sahip olabilir.
Son yıllarda az da olsa güncel olayları takip ettiyseniz, Paris iklim anlaşmasının ve bunun gibi uzlaşıların daha temiz ve daha istikrarlı bir gezegene giden yolda müşterek kilometre taşlarını temsil ettiğinin ayırdına varmışsınızdır.
Bir şirketin, son iklim anlaşmalarının önerdiği geniş kapsamlı değişiklikleri hayata geçirirken BT organizasyonunda ve dijital süreçlerinde sürdürülebilirliği hedeflemesi, alışılmadık bir başlangıç gibi gelebilir. Diğer yandan, dijital dönüşümler ve teknoloji yatırımları sayesinde şirketlerimizi, binalarımızı ve şehirlerimizi "yeşillendirmenin" karbon emisyonlarında bugün ile 2030 arasında yüzde 20'ye varan bir azalma sağlayabileceğini öğrenmek de şaşırtıcı olabilir.
Dahası, dijital dönüşümler aracılığıyla sürdürülebilirliği hedef olarak belirlemek, dünya çapında ekonomik fırsatlar yaratır ve daha küçük şirketlerin karbon ayak izlerini büyük oranda arttırmadan sıkletlerinin üzerine çıkmalarına yardımcı olur. Peki pratikte dijital sürdürülebilirlik neyi ifade ediyor?
Küçük ve orta ölçekli işletmeler için, Nesnelerin İnterneti (IoT – Internet of Things) teknolojilerini mevcut şirket ağlarına ve varlıklarına adapte etmek giderek daha az maliyetli hale geliyor. Nesnelerin İnterneti tek başına bir internet değildir: Mevcut mimariniz içinde, kritik önemi haiz verileri operasyonunuzun bir ucundan diğer ucuna aktaran bir otobandır.
Sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda, Nesnelerin İnterneti oldukça önemli ölçüde zaman ve maliyet tasarrufu sağlayabilir:
- Akıllı HVAC (Isıtma, Havalandırma ve Soğutma) sistemleri, bir binanın fiziksel çevre kontrollerinde performansı optimize edebilir; doluluğa ya da şirket ve/veya kişisel programlara göre sistemleri açıp kapatabilir.- Hatta bazı eski-üretim ekipmanlar, olağandışı sıcaklık ve titreşimleri izlemek suretiyle önleyici bakım sağlayan sensörlerle yenilenebilir.- Dijital teknolojilerin mekanik sistemler ve sabit altyapı ile kalıcı olarak iç içe olması fikri, şirketlerin halihazırda kullandıkları siber-fiziksel sistemlerini giderek daha fazla tepeden tırnağa inşa ettikleri anlamına gelir.
Dünyanın her yerinden meraklılar, 3D baskının ve katmanlı imalatın imkanlarını keşfediyor. Ancak iş dünyasında ve büyük endüstrilerde sonuçlar daha da heyecan verici durumda. 3D yazıcıların, aşağıdaki alanlarda sağladıklarıyla şirketlerin dijital dönüşümünde hayati bir bileşen haline gelmesi beklenmektedir:
- Fiziksel malları küçük veya büyük gruplar halinde üretmek,- Dikkat gerektiren toleranslara sahip yedek parçalar üretmek,- Fiziksel ekipmana güvenmek ve şirket bünyesinde yedek parça üretmek.
Tahminler, 3D baskıdan çevresel olarak ve şirket çapında faydalanılmasında, sürdürülebilirliğin önemli bir yer tutacağını gösteriyor. 2025 yılına kadar okyanuslarımızdaki plastik miktarının tüm balıklardan daha fazla olabileceğini bir düşünün.
Bu, daha az ürün üretmek ve bunu yaparken de daha az atık ürün çıkarmak zorunda olduğumuz anlamına geliyor. İyi haber ise, katmanlı üretim, fabrikasyon sürecini etkili bir şekilde sınırlandırıyor. Bu da sadece nakliye ve malzeme işleme süreçlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarında yüzde 5'e varan tasarruf anlamına geliyor.
3D yazıcıların kullanıldığı mağazalarda, önceki nesil montaj teknolojilerinde atık olarak gözden çıkarılacak hurda malzemeleri toplamak ve bunları yeniden kullanıma sokmak daha kolay hale geliyor.
Tek bir şirket tesisi hatta bir dizi şirket için dahi, sürdürülebilirlik odaklı dönüşümlerle gelen fırsatlar önemli olabilir. Ancak konseptin kapsamını tüm ekonomiye veya belirli bir tedarik zincirine uygulayarak büyüttüğünüzde dahi işler daha da heyecan verici hale geliyor.
Örneğin, yakın geleceğin konut ve ticari elektrik şebekeleri yüksek dağıtım oranlarına ulaşacak ve bu nedenle çok daha dayanıklı ve güvenilir olacaktır. Blok zinciri kullanmak, arz ve talebi gerçek zamanlı olarak izleyebilen ve güç dağıtımını daha verimli bir şekilde dengeleyebilen toplum temelli, "sanal" enerji santralleri oluşturabilir.
Ticari elektrik şebekesine blok zinciri, IoT ve akıllı sayacın eklemlenmesi, 2030 yılına kadar endüstrinin elektrik kullanımını 6,3 milyar megavat-saat ve CO2 emisyonlarını 1,8 gigaton azaltabilir.
Elbette basit bir başlangıç yapmak da işe yarar: Yalnızca cihazlarınızı ve ekipmanınızı Energy Star derecelendirmeli modellere yükseltmek, ilk yatırımdan sonra önemli tasarruflar sağlayabilir. Bunlar, işbirliğini ve dayanışmayı bir potada eriten ve ilham veren teknolojiye dair mükemmel örnekleri teşkil eder. Dijital dönüşümler, şirketlerin rekabet avantajlarını belirlemelerine ve tasarruf etme fırsatları bulmalarına yardımcı olacağı gibi, endüstri çapında herkes için faydalı değişiklikler de getirecektir.
İş dünyasında dijital sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda üzerinde durulması gereken bir başka önemli fırsat daha var. Bu, tüketicilerin satış sonrası ürünleriyle nasıl etkileşimde bulunduklarını ve onarımlar, yedek parçalar, bakım veya modifikasyonlar için "ikincil pazar" ile etkileşime girip girmediklerini, bu ikincil pazar ile nerede, nasıl ve neden etkileşimde bulunduklarını daha iyi anlamak adına büyük veri (big data) kullanımını içerir.
Philips ve tüketici düzeyindeki diğer elektronik üreticileri bu konseptle ilgilenmeye başlıyor. Bu tür dijital dönüşüm süreçlerini iyi okuyan şirketler, bu ikincil piyasalardan gelen verilerden yararlanmak suretiyle, elektronik cihazlarının ömrünü uzatmak maksadıyla tüketiciler ve şirketlerle daha sağlıklı iş yapmanın yollarını keşfediyorlar.
Elektrikli tıraş makinelerinden röntgen cihazlarına kadar, dünyada hala yararlanabilecek bazı şeyleri kalmışsa, bunları çöp alanına atmaktan vazgeçmek için bir sürü neden var. Ayrıca, Philips'in keşfettiği gibi, ürün servisi, bakım ve parça onarımını kolaylaştırmak, şirket-müşteri ilişkisini genişletiyor ve yeni gelir alanları da açıyor.
Saydığımız tüm bu yollar ve daha pek çoğu sayesinde, şirketiniz daha yüksek verimlilik, daha düşük maliyetler ve çekirdek hedef kitlenizle daha uzun ve daha üretken bir ilişki sürdürebilir.
Maliyet tasarrufu sadece daha iyi karlılık anlamına gelmez, aynı zamanda daha sağlıklı bir gezegeni de beraberinde getirebilir.
Dijitalleşmenin nimetlerinden faydalanarak çevresel etkileri en aza indirmek ve geleneksel yöntemlerle çevreyi korumanın ötesine geçme niyetleriyle…Ankaref İş Direktörü Özlem Dinçer