Dijitalleşmenin etkisi ve teknolojik gelişmelerin hızla büyük bir dönüşüme imza atması ile birlikte hayatımıza birçok yeni kavram girdi. Yapay Zekâ nedir, Nesnelerin İnterneti nedir gibi sorularla bugün artık daha sık karşılaşıyoruz.
Endüstri 4.0’ın hayatımıza girmesi, makine öğreniminin yaygınlaşması, her şeyimizin akıllı olmaya başlaması ile birlikte akıllı ev sistemlerinin bilinir ve tercih edilir bir duruma gelmesi şüphesiz hayatlarımızı etkiliyor.
Peki nedir bu Yapay Zekâ?
İngilizce Artificial Intelligence (AI) olarak kullanılan yapay zekâ ifadesini, yerine getirilmesi gereken görevleri insan zekâsını taklit ederek yapan, topladığı bilgiler ışığında süreklilikle kendini iyileştirebilen sistem ya da makineler bütünü olarak tanımlayabiliriz.
Bir önceki bloğumuz olan “Big Data (Büyük Veri) ve Nesnelerin İnterneti” yazımızda Big Data’nın Nesnelerin İnterneti için önemine değinmiştik. Burada bahsettiğimiz Big Data kapsamındaki verilerin yararlı olabilmesi için analiz edilmesi gerekir.
İşte tam bu noktada yapay zekâ kavramı devreye giriyor diyebiliriz. Makine öğrenimi ve derin öğrenme kavramlarıyla çok iç içe olan yapay zekâ (AI), Nesnelerin İnternetindeki (IoT – Internet of Things) cihazlar tarafından oluşturulan verileri analiz etmek için algoritmalar kullanır.
Nesnelerin İnterneti (IoT), günlük hayatımızı farklılaştıran ve yeniden kurgulayabilmemize yardımcı olan bir teknolojidir ancak yapay zekâ (AI), Nesnelerin İnternetinin tüm potansiyelinin arkasındaki gerçek itici güç olmaya başlamıştır.
Günlük spor ve sağlık verileri sunan uygulamalardan sanayi ve şehir planlamasındaki geniş kapsamlı projelere kadar, yapay zekâ ve Nesnelerin İnterneti arasındaki artan koordinasyon, daha akıllı bir geleceği, düşünülenden daha erken tarihlere çekeceğe benziyor.
IoT cihazlarının çevrimiçi faaliyetlerimiz hakkında iletişim kurmak, bilgi toplamak ve bilgi alışverişinde bulunmak için interneti kullandığını biliyoruz. Bu IoT cihazları her gün yaklaşık 1 milyar GB veri üretiyorlar.
Bugün sayıları milyarlarla ifade edilen IoT bağlantılı cihazların 2025'e kadar, dünya çapında 42 milyar olacağı tahmin ediliyor. Farklı kaynaklarda farklı tahminler yapılıyor olsa da bildiğimiz bir şey var ki bu cihazların sayıları artıyor ve doğal olarak üretilen ve işlenmesi gereken veriler de artıyor. Yapay zekâ, öğrenme yeteneklerini Nesnelerin İnternetinin bağlanabilir olmasına ödünç vererek bu noktada devreye girmektedir.
IoT, ortaya çıkan üç önemli teknolojiyle güçlendirilmiştir: Yapay Zekâ (AI), 5G Ağları ve Big Data (Büyük Veri). Yapay Zekâ’yı cihazların insanlar gibi bilgileri öğrenmesini, gerekçelendirmesini ve işlemesini sağlayan programlanabilir işlevler ve sistemler olarak özetleyebiliriz. 5G ağları ise gerçek zamanlı veri işleme için yüksek hızlı, sıfıra yakın gecikmeli beşinci nesil mobil ağları ifade eder. Big Data ise internete bağlı çok sayıda kaynaktan işlenen devasa miktarda veriye işaret eder. Birbirine bağlı bu teknolojiler, cihazlarımızla evde ve iş yerinde etkileşim şeklimizi dönüştürüyor ve bu süreçte yapay zekâ ve IoT ortaklığını yaratıyor.
Akıllı saatler gibi giyilebilir cihazlar, kullanıcı tercihlerini ve alışkanlıklarını sürekli olarak izler ve takip eder. Bu sağlık teknolojisi sektöründe etkili uygulamaları getirmekle beraber spor için de iyi çalışma örneğidir. Küresel giyilebilir cihaz pazarının 2023 yılına kadar 87 milyar dolardan fazla gelir elde edeceği tahmin ediliyor.
Akıllı evler; cihazlardan, aydınlatmadan, elektronik cihazlardan ve daha fazlasından yararlanarak bir ev sahibinin alışkanlıklarını öğrenip destek sağlayabiliyor. Bu kesintisiz erişim, aynı zamanda geliştirilmiş enerji verimliliğinin avantajlarını da beraberinde getiriyor.
Kırsaldan kentlere giderek daha fazla insan göç ettikçe kalabalık şehirler, daha güvenli ve yaşamak için daha uygun yerlere dönüşme ihtiyacı duyuyor. Akıllı şehir yenilikleri, kamu güvenliğini, ulaşımı ve enerji verimliliğini artırmaya yönelik yatırımlarla kendini gösteriyor.
Örneğin dünyanın en kalabalık şehirlerinden Yeni Delhi'de, trafik akışı hakkında gerçek zamanlı dinamik kararlar almak için bir Akıllı Ulaşım Yönetim Sistemi (Intelligent Transport Management System - ITMS) kullanılıyor.
Son olarak, tüm sanayi kolları daha verimli hâle gelmek ve insan hatasını azaltmak için dijital dönüşüme rağbet gösteriyor. Gerçek zamanlı veri analitiğinden tedarik zinciri sensörlerine kadar birçok hususta akıllı cihazlar, sektördeki maliyeti ve hataları önlemeye yardımcı oluyor.